“Müslümanlar birlik olursa Allah onlara her kapıyı açar. Müslümanlar her türlü memnunluğu ve rahmetin keyfini çıkarak.
İslam dünyasının bütün olması temel maksat olmalı. Müslüman ülkeler birlik olmalı. Kendi ortalarından bütünlük oluşturmalılar. Bu birlikle her türlü düşmanı yeneriz.
Bir de dünyanın kötülerinin, İslam’ın düşmanlarının stratejileri var. Onlar bölmek ve yönetmek istiyorlar. Kendi ortamızda ayrılmamızı istiyorlar. Bu strateji İslam ülkelerini bölüyor. Düşman bu stratejiden vazgeçmedi.
İran İslam Cumhuriyeti’nin düşmanı, Filistinlilerin de düşmanıdır, Mısır’ın da düşmanıdır, Lübnan’ın da düşmanıdır. Suriye’nin de Yemen’in de düşmanıdır. Düşman tıpkı. Yüzleri farklı ancak düşman birebir. Kimilerinde ruhsal savaş uyguluyorlar, kimilerinde ekonomik savaş, kimilerinde bomba yağdırıyorlar, bazen de gülümsemeyle bunu yapıyorlar. Düşman birebir, buyruk tek yerden geliyor.
Bu, bütün İslam dünyası için çok önemli bir alarm. Birlik olmalıyız. Bugün Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize dayanışma göstermeliyiz.
Filistin halkı kendini savunma hakkına sahip. Hayatlarını darmadağın ettiler Filistinlilerin. Filistin Filistinlilere aittir. Bu işgalciler nereden geliyor? Bu işgalcilere karşı durmak Filistinlilerin en doğal hakkı. Hiçbir mahkeme Filistinlileri yargılamaya, onları baskılama hakkına sahip değil. Kimse İsrail’i yasallaştırma hakkına sahip değil. Kimse Lübnan’da yapılanlara hukuka uygun diyemez.
Tüm bu taarruzlar milletlerarası hukuka karşıt. Filistin ve Lübnanlıların kendini savunma hakkı var.
Birkaç gün evvel bizim silahlı kuvvetlerimizin yaptığı taarruz büsbütün legal ve yasaldı. Siyonist rejime hücumumuz en hafif saldırımızdı. Siyonist rejim durmadan kabahat işliyor. Bu rejime karşı her türlü tedbirin alınması gerekir.
Acele etmeyeceğiz. Neyin yanlışsız olduğunu hesaplayacağız. Tereddüt de etmeyeceğiz.”